Kylie MacLellan
BUENOS AIRES, 30 Kasım (Reuters) - İngiltere Başbakanı Theresa May, Brexit için bir B planı hazırlamaya değil, 11 Aralık'ta yapılacak parlamento oylamasında milletvekillerinin AB ile vardığı anlaşmayı desteklemelerini sağlamaya odaklandığını söyledi.
May'in Pazar günü Avrupa Birliği ile vardığı anlaşma ülkenin Mart sonunda AB'den ayrılacak olmasına rağmen yakın ticaret ilişkilerinin devamını öngörüyor ancak May'in anlaşmayı parlamentoda onaylatma ihtimali giderek zora giriyor.
Anlaşma hem AB karşıtları hem de May'in kendi partisi içindeki AB yanlıları tarafından eleştiriliyor.
Muhalefet partileri ve May hükümetini oylarıyla destekleyen küçük bir Kuzey İrlanda partisi anlaşmaya ret oyu vereceklerini söylediler.
Bugün Arjantin'de başlayacak G20 zirvesine giden May dün uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada, "Her bir parlamenterden Brexit referandumunun sonucunu hayata geçmesini, bunun ulusal çıkarlar doğrultusunda ve işlerini ve geçimlerini koruyacağı için kendi seçmenlerinin yararına olacak şekilde yapılmasını düşünmelerini istiyorum" dedi.
May, eğer milletvekilleri anlaşmayı reddederlerse, dünyanın beşinci büyük ekonomisi olan İngiltere'nin AB'den anlaşmasız çıkmasının ve hatta hiç çıkamamasının söz konusu olabileceğini söyledi.
Anlaşma reddedilirse bu iki seçenekten hangisinin daha olası olduğu sorusuna May, "Henüz oylama yapılmadı. AB ile yaptığımız anlaşmaya odaklanalım" dedi.
Parlamento'da bu konudaki müzakereler 4 Aralık'ta başlayacak ve nihai oylama 11 Aralık'ta yapılacak. Bazı milletvekilleri, anlaşma reddedilirse May'in Brüksel'e giderek AB ile yeni bir anlaşma arayacağını düşünüyor ancak AB, müzakereleri yeniden açmak gibi bir isteği olmadığını açıkça söyledi.
May, anlaşmanın parlamentoda reddedilmesinin daha büyük bölünmelere ve belirsizliklere yol açacağını söylüyor.
May, "Ülke olarak Avrupa Birliği dışında gerçek bir refaha ulaşabileceğimize inanıyorum. Bizim için AB dışında, üye olarak yararlanamadığımız fırsatlar bulunduğuna inanıyorum. Ancak bölünmüş bir ülke refaha kavuşamaz" dedi.
"Gelecek yıl AB'den ayrıldıktan sonra Dünya Ticaret Örgütü'nde (WTO) bağımsız bir ülke olarak yerimizi alacağız. WTO'da reform gerekliliğinin farkındayız."
May hafta sonunda sürecek G20 görüşmelerinde WTO reformlarını savunurken daha fazla şeffaflık, anlaşmazlıkların çözümü süreçlerinin güncellenmesi ve mallarda olduğu gibi hizmetler ve dijital alanlarında da ticaretin teşviki gibi konuları vurgulayacak.
(Haberi çeviren Ayşe Sarıoğlu Redaksiyon Birsen Altaylı)